ABDEST'İ BOZAN ŞEYLER
310- Sebileynden (ön ve arka yollardan) çıkan her türlü necaset abdesti bozar. Kur'an-ı Kerim'de: "Abdest'i" farz kılan ayet-i kerime'de: "Veya sizden birisi kaza-i hacet'ten gelirse.."(114) buyurulmuştur. Ayrıca Resûl-i Ekrem (sav)'e "Hades nedir?" suali tevcih edilmiş, Resûl-i Ekrem (sav)"-Her iki yoldan çıkandır" cevabını vermiştir.(115) Dolayısıyla her iki yoldan çıkan idrar, dışkı, yel, vedi, mezi, meni, kurt ve diğer şeyler abdesti bozar.(116)
311- Hanefi Fûkahası, Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Her akan kandan abdest lâzım gelir" ve "Namaz kılarken kusan veya burnu kanayan kimse ayrılsın, abdest alsın ve konuşmadıkca namazına kaldığı yerden devam etsin"(117) Hadis-i şeriflerini esas alarak kan'ın abdesti bozduğu hususunda ittifak etmiştir. Ayrıca irin, sarı su, yara suyu, nufte, göbek, meme, göz ve kulaktan hastalık sebebiyle çıkan suların da abdesti bozduğu sahih rivayettir.(118) Zira bunların hepsi necasettir, birbirlerine müsavidirler. Ancak bunların hepsi için asıl olan; vücûttan dışarıya çıkmış ve dağılmış olmalarıdır. Yaranın üzerinde bulunur ve dağılmazlarsa Abdest bozulmaz. Burundan çıkan kan; burun deliğine bulaştığı zaman abdesti bozar.(119)
312- Ağız dolusu kusmak da abdesti bozar. Resûl-i Ekrem (sav)'in "Kusuntu hadestir" buyurduğu bilinmektedir.(120) Hz. Ali (ra)'nin hadesleri tesnif ederken "Ve ağız dolusu kusmak da hadestir" sözü, Hanefi fûkahasınca delil olarak alınmıştır.(121) Kusma ağız dolusu olmazsa, abdesti bozmaz. Ağız dolusu kusmanın hududu: Sahih kavle göre, ağızda kusuntuyu zorlamadan ve meşakkat çekmeden tutamamaktır.(122)
313- Yanının üzerine yatarak veya iki uyluğundan biri üzerine yatarak veya bir şeye dayanarak uyuyan kimsenin de abdesti bozulur. Resûl-i Ekrem (sav)'in "Ayakta veya otururken veya rükû halinde iken veya secde durumunda iken uyuyan kimseye abdest almak lâzım gelmez. Abdest ancak yanının üzerine yatarak uyuyan kimseye lâzım gelir"(123) Hadis-i Şerifini esas alan Hanefi fûkahası; mafsalların serbest kalmasını şart görmüştür. İmam-ı Yusuf (rha) kasden uyuma halinde abdestin bozulacağına hükmetmiştir. Esasen oturarak uyuyan kimse yan üstüne düşer ve uyanmazsa (yani bir müddet daha o şekilde uyursa) o kimsenin abdestinin bozulacağı sahih rivayettir.(124)
314- Namazda kahkaha ile gülmek abdesti bozar. Resûl-i Ekrem (sav): "Dikkat ediniz!.. Sizden birisi kahkaha ile gülerse Abdesti ve Namazı birlikte iade etsin"(125) hükmünü beyan buyurmuştur. Kahkahanın haddi bir kimsenin gülmesinden dolayı meydana gelen sesi, hem kendisinin, hem de yanındakilerin duymasıdır.(126) Kahkaha; namazın haricinde olursa, abdesti bozmaz.
315- Baygınlık, cinnet, delirmek ve sarhoşluk da abdesti bozar. Çünkü bu haller, âzaların serbest kalmasında, yan üstü yatarak uyumaktan daha galiptir.(127) Sarhoşluğun hududu; bir kimsenin yürümesi sırasında sallanmasıdır.
316- Çıplak ve yaygın bir halde iken tenasül uzuvlarının birbirlerine dokunması karının ve kocanın abdestini bozar. İmam-ı Azam ve İmam-ı Yusuf istihsanen bu görüştedirler. İmam-ı Muhammed ise; bu halde iken abdestlerinin bozulmayacağına kaildir. Bu da kıyastır. Muhit'te de böyledir. Nisab'ta da böyledir. Sahih olan da budur. Fetva bunun üzerinedir. Hanefi fûkahası; kişinin kendi zekerine dokunması ile de abdestin bozulmayacağı hususunda müttefiktir.(128) Ancak bir kadınla, başka bir kadın veya bir erkekle genç çocuk arasındaki mübaşeret (Tanasül uzuvlarının birbirine dokunması) Şeyhayn'a göre abdesti bozar. Kınye'de de böyledir.
317- Göz yaşı abdesti bozmaz. Ancak gözde olan bir hastalık yara mesabesindedir. Ondan çıkan su da, abdesti bozar.
318- Bir kimse abdest alırken bazı uzuvlarını yıkayıp-yıkamadığı hususunda şüpheye düşerse; eğer bu ilk şüphesi ise, o uzuvları (Şüpheye düştüğünü) yıkar. Fakat sürekli ise iltifat olunmaz. Abdestin bozulup-bozulmadığı hususunda şüpheye düşen kimse abdestli sayılır. Ancak abdest alıp almadığı hakkında şüpheye düşen kimse abdest'sizdir. Hulâsa'da da böyledir. (129)
ABDESTİN ÇEŞİTLERİ
319- 1. FARZ OLAN ABDEST: Farz olsun, nafile olsun namaz kılmak için abdest almak farzdır.(130) Kur'an-ı kerim'i elle tutmak ve tilavet secdesi yapmak için abdest almak da "Farz-ı amelî"dir. İslâm ûleması: "Kur'an'a tam manasıyla temizlenmiş olanlardan başkası dokunamaz"(131) ayet-i kerimesini esas alarak; abdestsiz ve cünüp olan kimsenin Kur'an-ı Kerim'e dokunmasının helâl olmayacağı hususunda ittifak etmiştir.(132) Resûl-i Ekrem (sav)'in: Abdestsiz olan kimsenin Kur'an-ı Kerim'e dokunmamasını" emrettiği de bilinmektedir.(133)
320- 2. VACİP OLAN ABDEST: Kâbe-i Şerif'i tavaf için abdest almak vaciptir.(134) Bir kimse Kâbe-i Şerif-i abdestsiz tavaf etse, tavafı caizdir. Ancak vacibi terk ettiği için mes'ul olur.
321- 3. MENDUB OLAN ABDEST: Abdestli olmaya devam için abdest almak, uykudan önce ve uyandıktan sonra abdest almak, cenaze yıkamak ve taşımak için abdest almak, Cim'a etmek istediği zaman abdest almak, gadab halinde iken abdest almak, hadis okumak veya hadis rivayeti için abdest almak, ilim öğrenmek, ezân okumak, ikamet etmek ve hutbe irad etmek için abdest almak, zikir yapmak için abdest almak ve kütüb-i Şer'iyeyi ele alacağı zaman onlara ta'zimen abdest almak mendub'tur. İbn-i Abidin: "Yalan söyledikten veya gıybet ettikten sonra abdest almanın mendub olması, bunlar manevi necaset olduğu içindir. Bundan dolayıdır ki; yalancıdan fena bir koku yayılır, bu kokudan melek uzaklaşır. Nitekim hadis-i şerif'te böyle varid olmuştur. Keza Peygamber (sav) pis kokan bir rüzgârı: "Bu rüzgâr insanları ve mü'minleri gıybet edenlerin kokusudur" diye izah buyurmuştur. Biz buna alıştığımız ve burunlarımız bu koku ile dolduğu için duymayız. Nitekim tabakların bulunduğu yerde sakin olanlar tabakhane kokusunu duymazlar"(135) hükmünü zikrediyor. Kahkaha ile güldükten sonra da abdest almak müstehaptır.