HAKİKİ NECASETLERİN (HABES'İN) KISIMLARI
391- Necis olduklarına dair kat'i delil bulunan ve üzerinde ittifak olunan maddelere "Necaset-i Ğaliza" denir. Bunlar:
1. İnsan vücûdundan çıkması ile abdesti veya gusülü gerektiren bütün şeyler, necaset-i ğalizadır. İnsan tersi, idrar, meni, vezi, vedi, irin, sarı su, ağız dolusu kusuntu gibi.
2. Kan, hayız, nifas ve istihaze kanı da necaset-i ğaliza'dır.
3. Ekmek yiyecek yaşta olsun veya olmasın; erkek ve kız çocuklarının bevilleri (sidikleri) de necaset-i galizadır.
4. İçki, akan kan, ölmüş hayvanın eti (leş), eti yenmeyen hayvanların sidiği, at, katır ve merkep tersleri, sığır, köpek, tavuk, kaz ve ördek tersleri, yırtıcı hayvanların tersleri, kedi ve fare'nin tersleri ve sidiği, büyük gene ve keler denilen hayvanın kanları da necaset-i ğalizadır.(309)
Bu hususlarda ittifak vardır. Şarap, rakı, bira ve kolonya gibi alkol oranı yüksek olan içkiler hususunda İbn-i Abidin şunları kaydediyor: "Ben derim ki: Lâkin Kuhistani'de şu ibare vardır: Şaraptan maada haram içkilere gelince: "Bunlar zahir rivayete ğaliz necaset, imameyn'in kavline kıyasen hafif necasettir." Bu gösteriyor ki, hafif necaset olmaları imameyn'in kavline göredir. Yani müctehid imamların ihtilafı sabit olduğu içindir. Zira hurma şarabı ile kaynayarak yarıya inen ve münessaf adı verilen üzüm şarabı İmam-ı Evzai'ye göre helâldır. Bana bu üç rivayetin arası şöyle bulunacak gibi geliyor. Ğaliz necasettir diyen İmam-ı Azam kavlidir. Hafif necaset kavli imameyn'indir. Temizdir rivayeti ise mübah olan içkilere mahsustur. Ama bütün içkilerin ğaliz necaset olmasını tercih gerekir."(310) Malûm olduğu üzere kolonya içildiği zaman insanı sarhoş eder. İmam-ı Kasani; İmam-ı Azam'dan gelen zahir rivayetin, insanı sarhoş eden müskiratın necaset-i ğaliza hükmünde olduğunu beyan ediyor.(311) Dolayısıyla mevlid okutturdukları gerekçesiyle; camileri kolonya ile pisletenler meselenin mahiyetini iyi düşünmelidirler. Zira necaset-i ğaliza'nın ancak bir dirhem miktarı affolunmuştur.(312) Eğer bir kimsenin elbisesinde, bir dirhem miktarından fazla "Necaset-i Ğaliza" bulunursa, o elbise ile namaz caiz olmaz. İmameyn'in kavli esas alınarak kolanya'nın "Necaset-i Hafife" olduğu kabul edilse bile, hiç kimsenin camileri pisletme hakkı bulunamaz. Zira bu fiilde, Allahû Teâla (cc)'nın mescidlerini tahkir vardır. Namaz kılan mü'minler kolonya'dan uzak durmak zorundadırlar.
392- Pis veya temiz oldukları hususunda ihtilâf edilenlere de "Necaset-i Hafife" denir. Hafif necasetlerin elbisenin veya herhangi bir uzvun dört'te birinden daha az olan miktarı afvolunmuştur.(313) Ancak namaz kılan kimsenin elbisesinde, vücûdunda veya namaz kıldığı mahalde hiçbir pisliğin bulunmaması efdaldir.
393- Necaseti temizlemek şu yollardan birisiyle mümkündür: Yıkamak, silmek, ovalamak, sürtmek, kurutmak, yakmak, bir şeyin mahiyetini değiştirerek temizlemek, tabaklamak, boğazlamak ve kuyular için suyunu çekmek ve boşaltmak.(314) Necasetin durumuna göre, bunlardan herhangi birisi ihtiyar olunur.
İSTİNCA (HACETLERDEN TEMİZLENME)
394 İstinca: pislik yolundan çıkan necaseti gidermektir.(315) İmam-ı Merginani: "İstinca sünnettir. Zira Resûl-i Ekrem (sav) bunu titizlikle ve devamlı olarak yapmıştır"(316) hükmünü zikretmektedir.
395- Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Kim taş ile istinca ederse bunu tek etsin. (Üç, beş, yedi vs.) Kim bunu yaparsa güzel yapmıştır. Kim yapmazsa ona birşey lâzım gelmez" Hadis-i Şerifini esas alan Hanefi fûkahası: Taş ile istincanın şart olmadığını, aksine su ile istincanın daha efdal olduğunu beyan etmiştir.(317)
396- Kur'an-ı Kerim'de: "Orada tertemiz olmak isteyen kimseler vardır. Allah da tertemiz olanları sever"(318) hükmü beyan buyurulmuştur. İmam-ı Merginani: "Bu Ayet-i Kerime taş ile istinca ettikten sonra, pislik mahallini su ile yıkayan kimseler hakkında nazil buyurulmuştur. Sonra bu (su ile yıkamak) edebtir. Bir kavle göre de sünnettir. Mükellef zann-ı galibini esas alarak temizleninceya kadar su kullanır"(319) buyurmaktadır.
397- Beş türlü istinca vardır: "Hayız, nifas ve cünüblükten temizlenirken, necaset mahallini yıkamak vacibtir. Mahrecinin (çıktığı yerin) çevresine dağılan necaset, az olsun veya çok olsun yıkamak imam-ı Muhammed (rh.a)'e göre vacibtir. Necaset mahrecinden (çıkış yerinden) ileri geçmediği zaman su ile yıkamak sünnettir. Bevilden (Küçük abdest'ten) sonra zekerin başını veya ferci yıkamak müstehabtır. Yellendikten sonra istinca etmek ise, esas olan kavle göre bid'attır."(320) İstinca sol el ile yapılır. Herhangi bir özür olmadığı süre içerisinde sağ el ile istinca yapılmaz.(321) Dürri'l Muhtar'da: "Yürümek, öksürmek veya sol tarafına yatıp uyumak suretiyle istibra yapmak vaciptir"(322) hükmü beyan buyurulmuştur. İstibra (kurulanmak) idrardan sonra gelen sızıntıyı gidermek manasınadır. Mükellef olan erkeğin, sidiğin eserinin kalmadığına kalbi kanaat getirinceye kadar istibra yapması lâzımdır. Öksürmek sûretiyle de istibra yapılır. Çünkü damarlar boğazdan tenazül uzvuna kadar uzanır. Öksürmek bunları hareket ettirir ve sidik kanallarını temizler. Kadınlar için istibra sözkonusu değildir. Onlar kaza-i hâcet ettikten sonra azıcık durur, sonra taharetlenirler. Ayakta abdest bozmak mekruhtur. Zira Hz. Aişe (r.anha) validemiz: "-Size kim Peygamber (sav)'in ayakta abdest bozduğunu söylerse inanmayın!.. O ancak oturarak abdest bozardı" demiştir. Bu hadisi Tirmizi, Nesâi ve İmam Ahmed b. Hanbel, güzel bir isnadla rivayet etmişlerdir.(323) İmam Nevevi "Müslim" şerhinde, buradaki kerahat tahrimiyye değil, kerahat-i tenzihiyyedir" demiştir.