EMANET ve EHLİYET - İSLÂM İLMİHÂLİ

TEYEMMÜM BAHSİ

TEYEMMÜM NEDİR?

350- Teyemmüm'ün lûgat manası mutlak manada "Kasd"dır.(210) İslâmi ıstılâhta ise; temizlenmek niyetiyle temiz yeri (toprak vs.) kasdetmektir. Bedayi ve diğer kitaplarda: "Hususi şartlar altında temizlenmek kasdı ile yeri iki hususi uzuvda kullanmaktır" diye tarif edilmiştir.(211) Esasen teyemmüm temiz yerden yüz ve ellere yapılan meshin ismidir. Kasd şarttır çünkü kasıd niyettir.

351- Kur'an-ı Kerim'de: "Eğer su bulamazsanız said-i tayyib (toprak cinsinden temiz bir şey) ile teyemmüm ediniz"(212) hükmü beyan buyurulmuştur. Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Suyu bulamadığı müddetçe, on yıla kadar bile varsa, yer (Said-i Tayyib) mü'minin temizleyicisidir"(213) buyurduğu bilinmektedir. Yine bir başka Hadis-i Şerif'de: "Bana beş haslet verildi ki, bunlar benden önceki peygamberlerden hiçbirine verilmemiştir. Bunlar:

a) Ben bir aylık mesafeden düşmana korku verilmek sûretiyle mansur oldum.
b) Yer bana (bir rivayette) ve ümmetime mescid ve temizleyici kılındı. Ümmetimden her kim namaz vakti gelirse namazını kılsın.
c) Bana ganimetler helal kılındı. Benden önce kimseye helâl kılınmamıştı.
d) Bana şefaat verildi. Eskiden bir peygamber hasseten kendi kavmine gönderiliyordu. Ben bütün insanlara umumi olarak gönderildim" buyurmuştur.(214)

Bu hadisi Buhari ve Müslim ve diğer hadis imamları rivayet etmişlerdir. Hatta Suyuti onun mütevatir olduğunu söylemiştir. Sonuç olarak; teyemmüm kitap, sünnet ve icma ile sabittir.

TEYEMMÜM'ÜN SIHHAT ŞARTLARI

352- Teyemmüm'ün sahih olabilmesi için; birtakım şartların bulunması gerekir. Bunlar:

1. Suyun bulunmaması veya kendisi ile suyun bulunduğu yer arasında bir mil (dört bin adım) veya daha fazla mesafe bulunmasıdır.(215) Su bulunduğu halde, onu kullanmaya güç yetirememek (Hastalık, soğuktan helâk olma veya düşman korkusu gibi sebeblerle) teyemmümü meşru kılar. Hapsedilmiş olmak ve hapsedenlerce suyu kullanmasına müsaade edilmemek de, suyun hükmen yokluğu demektir.
2. Niyet etmek!.. Abdestsizlikten veya cünüblükten temizlenmeye niyet edilmeden yapılacak teyemmüm sahih değildir.(216)
3. Teyemmüme mani olabilecek maddelerin yüz ve ellerde bulunmaması şarttır. Mum, yağlı boya gibi kalın maddelerin, teyemmümden önce temizlenmesi gerekir.
4. Meshin üç parmak veya daha fazlası ile yapılması şarttır.
5. Teyemmüm alırken, abdeste mani olan engellerin bulunmaması esastır. Hayız, nifas ve abdest'e mani olan diğer engeller.
6. Su bulunmadığı halde, çevrede "Suyun bulunabileceği zannının" galip olması durumunda, onu aramak.(217) Essah olan kavle göre; 400 arşın kadar suyu sorup-araması vacib olur.
7. Teyemmüm edilecek azaların tamamının meshedilmesi de şarttır.

TEYEMMÜM'ÜN RÜKÜNLERİ

353- Ayet-i Kerime'de geçen "Said-i Tayyib" ibaresini esas alan Hanefi Fûkahası "Teyemmüm toprak cinsinden olan temiz şeylerle yapılır"(218) hükmünde ittifak etmiştir. Dolayısıyla teyemmüm'ün birinci rüknü: Temiz topraktır. Toprak cinsinden olan, kum, çakıl, kireç, tozlu taş, tuğla ve kiremit gibi maddelerle de teyemmüm caizdir. Yumuşatılıp eritilebilen demir, bakır, tunç, cam, altın, gümüş ve benzeri maddeler toprak cinsinden değildir. Bedai'de de böyledir. Bunlarla teyemmüm caiz olmaz.(219) Ayrıca yanınca kül olan odun, ot ve benzeri şeylerle de teyemmüm yapılamaz.

354- Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Teyemmüm iki darb'tır (vuruştur). Bir vuruş yüz içindir. Bir vuruş da elleredir."(220) Hadis-i Şerifini esas alan Hanefi Fûkahası: "Teyemmmüm iki vuruştur. Bunlardan birisiyle yüzünü mesheder. Diğer vuruşta ise, ellerini dirseklerine kadar mesheder. Hilkatinde bir değişiklik olmasın diye, toprağın döküleceği kadar ellerini silkeler. Zahir rivayeye göre; meshin uzuvların her tarafını kaplaması esastır. Çünkü teyemmüm, abdestin makamına kaim olur. Bu sebeble parmaklarının arasını hilâllemek ve parmaklardan yüzüğü çıkarmak gerekir ki, mesh tamam olabilsin"(221) hükmünü beyan etmiştir. Sonuç olarak; teyemmüm'ün iki rüknü''nü: "Yüzün tamamını meshetmek" ve "dirseklerle beraber kolları meshetmek" şeklinde özetlemek mümkündür.

TEYEMMÜM NASIL YAPILIR?

355- Teyemmüm etmek zorunda kalan mükellef; önce pak ve temiz bir toprak bulmak zorundadır. Bu toprak cinsi bir madde de olabilir. Kollarını dirseklerinden yukarıya kadar sıvar. Elinde yüzük veya bilezik gibi birşey varsa bunları çıkarır. Elinde veya yüzünde teyemmüm'e mani olacak, herhangi bir pislik (Mum, yağlı boya vs.) varsa onları temizler. Alauddin El Haskafi: "Teyemmüm, yüzünü ve dirseklerle beraber kollarını kaplamak sûuretiyle yapılır. Hatta bir kıl veya burnunun kenarını bıraksa caiz olmaz. Elindeki yüzüğü veya bileziği ya çıkarır, yahut oynatır. Bununla fetva verilir. Kollar dirseklerle beraber mülahaza edildiği için kolu kesik olan kimse dirseğine mesh eder."(222) hükmünü zikrediyor. Dolayısıyla ön hazırlık buna göre yapılır. Daha sonra; kat'i bir niyet şarttır. "Taharete niyyet ettim veya Namaz kılmak için niyet ettim veya cünüblükten temizlenmeye niyet ettim" gibi sözler kâfidir. Hatta teyemmümde, abdest için veya gusül için, tasrih etmek şart değildir. Abdesti irade ederek teyemmüm etmiş olsa caizdir ve cünüblükten teyemmüm etmiş sayılır. Fetva bunun üzerinedir.(223) Niyet'ten sonra besmele çekerek; iki el teyemmüm edilecek olan yer üzerine konur. Eller önce öne doğru sürülür, daha sonra geriye doğru çekilir. Daha sonra iki el kaldırılıp, birbirine değdirilerek silkelenir. Her iki el yüzün üzerine konularak; her tarafı kaplamak suretiyle meshedilir. Hatta bir kimse kaşlarının altı ile gözlerinin üstünde kalan yerleri mesh etmemiş olsa, teyemmüm caiz olmaz. Serahsi'nin Muhiyt'inde de böyledir.(224) İbn-i Abidin: "Şakaklarla kulaklar arasındaki beyaz yerleri de meshetmek lâzımdır. Mücteba'da "İnsanlar bundan gafildirler" denilmiştir"(225) hükmünü zikrediyor.

356- Yüz tamamen meshedildikten sonra, ilk vuruşta olduğu gibi, yine her iki el yere konur. Önce öne doğru sürülür, sonra geriye doğru çekilir ve kaldırılarak silkelenir. Sonra sol elin avuç ve parmaklarıyla; sağ elin parmak uçlarından itibaren dirsekle beraber dış kısmı ve iç kısmı tamamen sıvazlanarak meshedilir. Sonra sağ elle; aynı şekilde sol kol meshedilir. Böylece teyemmüm tamamlanmış olur.

TEYEMMÜMÜ BOZAN ŞEYLER

357- İmam-ı Merginani: "Abdesti bozan her şey teyemmümü de bozar. Zira teyemmüm abdestin halefidir. Bu durumda teyemmüm'de onun (Abdest'in) hükmünü alır"(226) hükmünü beyan ediyor. Abdesti bozan şeyleri 310'dan, 318'nci maddeye kadar olan kısımda izah etmiştik!..

358- Müteyemmim (Teyemmüm etmiş olan) kimse; suyu bulduğu veya suyu kullanmaya muktedir olduğu zaman, teyemmüm bozulur.(227) Bu hususta da hiçbir ihtilâf yoktur. Eğer namaza başlamadan önce veya namaz içerisinde iken suyu bulursa veya suyu kullanmaya muktedir olursa; abdest almak durumundadır. Namazın içerisinde iken suyun bulunması veya kullanmaya muktedir olma hem teyemmümü, hem de namazı bozar. Tekrar abdest alarak kılması icabeder.

TEYEMMÜM'LE İLGİLİ ÇEŞİTLİ MESELELER

359- Alauddin El Haskafi: "Hapsedilen bir kimse teyemmümle namaz kılarsa şehirde olduğu takdirde, bilâhere o namazı tekrarlar. Şehirde değilse tekrarlamaz" hükmünü zekrediyor. İbn-i Abidin bu metni şerhederken: "Şehirde hapsedilen kimsenin namazını kaza etmesi, mani kuldan geldiği içindir. Şehirde olmayanın kaza etmemesini ûlema yolculukta ekseriyetle su bulamamakla ta'lil etmişlerdir. (Yani mani Allahû Teâla (cc)'dan gelmiştir.) Hilye sahibi diyor ki: "Bu yanında veya yakınında su bulunursa kaza lazım geldiğine işarettir. Çünkü bu takdirde mani tamamen kuldan gelmiştir"(228) buyurmaktadır. Malûm olduğu üzere şehir; hududların tatbik ve hükümlerin infaz edildiği, kadısı ve valisi bulunan beldedir.

360-
Teyemmüm'ün yedi sünneti vardır. Bunlar:
1. İki elini toprak üstüne koymak,
2. Elleri toprağın üzerinde ileri-geri sürmek,
3. Elleri silkelemek,
4. Parmakların arasını hilallemek,
5. Teyemmüme başlarken besmele çekmek,
6. Tertibe riayet etmek,
7. Bütün bunları arka-arkaya yapmak, yani araya bir fasıla vermemek.(229)

361- Şehir içinde cenaze hazır olunca, sıhhatli bile olsa (cenazenin velisi durumunda olmayan kimse) abdestle meşgul olması halinde namaza yetişememek korkusu olursa, teyemmüm edib namazı kılabilir. Bunun gibi bayram namazının geçmesinden korkan kimse de, teyemmüm edib namazını eda eder. Ancak abdestle meşgul olduğu takdirde Cum'a namazının geçmesinden korkan kimse, kat'iyyen teyemmüm edemez. Abdest alır. Cum'a'ya yetişebilirse kılar, yetişemezse dört rek'at öğle namazını eda eder.(230)

362- Teyemmümle yıkamanın ikisi bir arada bulunamaz. Çünkü bunda bedel ile mübdeli biraraya getirmek vardır.(231)

363- Abdesti bozulan bir yolcunun elbisesinde necaset bulunsa ve baraberindeki su, necaseti gidermekle, abdest alma işinin her ikisine yetmiyecek miktarda olursa, bu su ile elbisesindeki necaseti giderir. Artık kullanacağı su kalmadığı için teyemmüm eder.(232) Eğer önce teyemmüm edib de, sonra elbisesindeki necaseti yıkamış olsaydı, teyemmümü iade etmesi gerekirdi. Çünkü teyemmümü aldığı esnada, elinde su mevcuttu.

364- Vücûdunun yarısı veya yarısından çoğu yaralı olan kimse, su yaraya zarar verecekse gusül için teyemmüm eder. Eğer vücûdunun yarısından azı yaralı ise, sağlam olan kısımları yıkar ve yaralı olan kısımları mesheder.(233)

  ANASAYFA
b a
MEVZULAR
 • Takdim ve Önsöz
 • Genel Bilgiler
 • Tevhid ve Sıfat İlmi
 • Temizlik Bahsi
 • Namaz Bahsi
 • Cihad Bahsi
 • Oruç Bahsi
 • Zekât Bahsi
 • Hac ve Kurban Bahsi
 • Nikah Bahsi
 • Had ve Hudud Bahsi
 • Rızık-Kazanç Bahsi
 • Adâbı Muaşeret Bahsi
 • Adâlet Bahsi
 • Miras Hukuku Bahsi
 • Çeşitli Meseleler
 • Mevzuların Tam Listesi
 
 • ANASAYFA
MURABIT